SANDİMMUN 50 mg/ml ampul Damar içine uygulanır.
Etken Madde
Her 1 ml'lik steril ampul 50 mg siklosporin içerir.Yardımcı maddeler
Etanol % 94'lük (a/a), polioksietillenmiş kastor yağı.Bu Kullanma Talimatında:
1. SANDIMMUN nedir ve ne için kullanılır?
2. SANDIMMUN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3. SANDIMMUN nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. SANDIMMUN’in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
2.SANDIMMUN nedir ve ne için kullanılır?
SANDİMMUN, steril ampul içerisinde berrak, sarı-kahverengi renkli, yağlı bir solüsyondur. Her 1 ml'lik ampul 50 mg siklosporin içerir.
SANDİMMUN, 50 mg/ml'lik 10 adet ampul içeren kutularda takdim edilmektedir.
SANDİMMUN bağışıklık sistemini baskılayan bir ajandır. Böbrek, karaciğer, pankreas, kalp, akciğer ve kemik iliği nakli sonrasında vücudun "yabancı" dokulara verdiği tepkileri azaltarak organın reddini önlemek ve nakledilen organ ya da kemik iliğinin gerektiği gibi çalışmasını sağlamak için kullanılır.
3.SANDIMMUN nasıl kullanılır ?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar
• Eğer organ nakli hastasıysanız, nakledilen organ vücudunuzda kaldığı sürece bağışıklık sistemini baskılayan bir ilaç almanız gerekecektir.
• Bazı durumlarda, bazı hastalar SANDİMMUN'dan başka tedavilere geçirilebilmektedir. Sizin için en iyi seçeneğe doktorunuz karar verecektir.
• SANDİMMUN dozu her hasta için özel olarak belirlenir. Doz vücut ağırlığınıza ve ilaca nasıl yanıt verdiğinize bağlı olarak ayarlanır. Doktorunuz başlangıçta sizin için doğru SANDİMMUN dozunu belirleyecek ve zaman içerisinde dozu değiştirebilecektir.
• Kilonuz da zaman zaman kaydedilecektir, çünkü kilo almanız ya da vermeniz halinde dozun değiştirilmesi gerekebilir.
• İlacınızı tam olarak size reçete edilen şekilde kullanınız.
• Hiçbir zaman ilaç dozunda doktorunuza danışmadan bir değişiklik yapmayınız ya da doktorunuza danışmadan ilacı kesmeyiniz
Uygulama yolu ve metodu
• SANDİMMUN, genellikle bu ilacın kapsül ya da ağız yolu ile alınan çözelti şeklindeki diğer formlarını alamayacak durumdaki hastalara verilir ve hastanelerde damar içine uygulanır.
• Özellikle organ nakli hastasıysanız, SANDİMMUN dozunuzu her gün aynı saatlerde hastanede almayı unutmamanız önemlidir.
Çocuklarda kullanımı
Yapılan birçok çalışmada çocukların yetişkinlere uygulanan dozlardan daha yüksek dozlara gereksinim gösterdikleri ve bu dozları daha iyi tolere ettikleri saptanmasına rağmen, çocuklarda yetişkinlerdeki ile aynı SANDİMMUN dozu ve rejimi kullanılabilir.
Yaşlılarda kullanımı
Yaşlılarda kullanımı
Özel kullanım durumları
Böbrek ya da karaciğer yetmezliğiniz varsa kullanacağınız SANDİMMUN dozunu doktorunuz size söyleyecektir.
Eğer SANDİMMUN'un etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla SANDIMMUN kullanırsanız
Uygulama yöntemi nedeniyle geçerli değildir.
SANDIMMUN'i kullanmayı unuttuysanız
Uygulama yöntemi nedeniyle geçerli değildir.
SANDIMMUN ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
Doktorunuz söylemedikçe ilacınızı almaya son vermeyiniz. Bu, durumunuzun kötüye gitmesine neden olabilir.
4.Olası yan etkiler nelerdir ?
Tüm ilaçlar gibi SANDIMMUN’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Bu ilacın dozunun doktorunuz tarafından dikkatle ayarlanması gerekir. Fazla miktarlar böbreklerinizi etkileyebilir. Bu nedenle, özellikle transplantasyondan sonra düzenli olarak kan testleri yaptırmalı ve hastaneye kontrole gitmelisiniz. Böylece doktorunuzla tedaviniz hakkında konuşma ve yaşadığınız her türlü problemi bildirme şansına sahip olursunuz.
SANDİMMUN'un kullanılması sonucunda aşağıda belirtilen yan etkiler ortaya çıkabilir:
Çok yaygın Yaygın
Yaygın olmayan görülebilir. Seyrek Çok seyrek Sıklığı bilinmeyen
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır:
:10 hastanın en az 1'inde görülebilir.
:10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. :100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla
:1.000 hastanın birinden az görülebilir. :10.000 hastanın birinden az görülebilir.
:Eldeki veriler ile belirlenemeyecek kadar az hastada görülebilir.
Çok yaygın:
• Böbrek problemleri,
• Yüksek kan basıncı,
• Baş ağrısı,
• Titreme,
• Kanda lipit (kan yağları, örneğin kolesterol) düzeylerinde artış.
Yaygın:
• Uyuşukluk ya da karıncalanma,
• İştah kaybı,
• Hasta olma ya da kendini hasta hissetme,
• Mide ağrısı,
• İshal,
• Diş etlerinde şişme,
• Karaciğer problemleri,
• Kanda yüksek ürik asit ya da potasyum,
• Düşük magnezyum düzeyleri,
• Kas ağrıları ya da kramplar,
• Vücutta tüylenme,
• Yorgunluk.
Yaygın olmayan:
• Nöbetler,
• Zihin karışıklığı,
• Dezoryantasyon (mekan ve zaman kavramları ile ilgili zihin karışıklığı),
• Duyarlılıkta azalma,
• Huzursuzluk,
• Uykusuzluk,
• Görme bozuklukları,
• Körlük,
• Koma,
• Kısmi felç,
• Uyum, eşgüdüm kaybı,
• Kanda değişiklikler (örneğin, anemi),
• Ciltte alerjik döküntü,
• Şişme ya da kilo artışına neden olabilen vücutta su tutulumu. Seyrek:
• Kasların kontrolünü sağlayan sinirlerde problemler,
• Pankreasta iltihap,
• Kanda yüksek şeker düzeyleri,
• Kas zayıflığı,
• Kas kaybı,
• Kırmızı kan hücrelerinin yıkımı (bu yan etki böbrek problemleri ile ilişkili olabilir),
• Kadınlarda adet döneminde değişiklikler,
• Kadınlarda ve erkeklerde meme dokusunda hafif şişme.
Çok seyrek:
• Kafa içi basıncın artması (benign intrakranial hipertansiyon) ile ilişkili olabilen göz dibinde şişme (ödem) ve olası görme bozuklukları.
İmmün sistemi zayıflatan diğer ilaçlar gibi siklosporin de vücudunuzun enfeksiyonlara karşı savaşma yeteneğini etkileyebilir ve özellikle deride olmak üzere tümörlere ve diğer habis hastalıklara neden olabilir. Görmede değişiklikler, koordinasyon kaybı, sakarlık, hafıza kaybı, konuşmada veya başkalarının söylediklerini anlamada zorluk ve kas güçsüzlüğü yaşarsanız, bunlar progresif multifokal lökoensefalopati adı verilen beyin enfeksiyonunun belirti ve semptomları olabilir.
Eğer bunlardan biri sizi şiddetli bir biçimde etkilerse, bunu doktorunuza söyleyiniz.
Yan etkilerin raporlanması
2.SANDIMMUN kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
SANDIMMUN'i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer:
• Siklosporine ya da SANDİMMUN'un içerdiği yardımcı maddelere karşı aşırı duyarlı (alerjik) iseniz,
• Polioksietillenmiş kastor yağına (Cremophor EL'e) karşı aşırı duyarlıysanız.
Eğer geçmişte bu maddelerden herhangi birine karşı alerjik reaksiyon yaşadıysanız ya da
yaşamış olabileceğinizi düşünüyorsanız doktorunuzu bu konuda bilgilendiriniz.
SANDIMMUN'i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Eğer:
• Böbrek fonksiyonlarında azalma (böbrek fonksiyonlarında orta seviyede görülen azalmanın SANDİMMUN tedavisinin durdurulmasına neden olmadığı nefrotik sendrom hali dışında),
• Yaşlıysanız (doktorunuz böbrek fonksiyonlarınızı izlemek isteyebilir),
• Yüksek tansiyon (doktorunuz kan basıncının düzenli kontrolünü isteyebilir)
• Doktorunuz belli zamanlarda sizden kan testi yaptırmanızı isteyebilir. Bu testler doktorunuzun karaciğer ve böbreklerinizin düzgün çalışıp çalışmadığını görmesini sağlayacaktır. Doktorunuzun istediği kontrollerin hepsini tam olarak yaptırınız. Bazen kanınızdaki SANDİMMUN miktarı da ölçülebilir. Doktorunuz bu testlerden sonra SANDİMMUN dozunuzu değiştirebilir.
• Tedaviye yanıt vermeyen ciddi bir enfeksiyon,
• SANDİMMUN kullanan bir hastanın enfeksiyon kapma riski, herhangi bir bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanmayanlara kıyasla daha yüksektir. Bu nedenle bu ilacı kullanırken hijyen önem taşır. Özellikle diş ve diş etlerinize özen gösteriniz.
• SANDİMMUN da dahil olmak üzere bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar hastanın, deri kanseri ve lenfoma gibi bazı kanser türlerine yakalanma riskini artırabilir. Bu nedenle, bu ilaçları kullanırken vücudunuzda gelişen her türlü yumruyu, gördüğünüz yeni benleri ve var olan benlerdeki, derinizdeki değişiklikleri, ayrıca kendinizi kötü hissetmeye başlarsanız bu durumu derhal doktorunuza bildiriniz. Deri kanseri riski nedeniyle, SANDIMMUN kullanıyorsanız aşırı ultraviyole ışığına maruz kalmayınız ve eşzamanlı olarak ultraviyole B ya da PUVA fotokemoterapisi almayınız. Uygun koruyucu giysiler giyerek ve sık olarak yüksek koruma faktörlü güneş kremleri uygulayarak güneş ışınlarına maruziyeti sınırlayınız.
• Kanınızdaki yağ düzeyleriniz ya da ürik asit düzeyleriniz yüksekse veya kanınızdaki potasyum ya da magnezyum düzeyleriniz düşükse bunu doktorunuza bildiriniz.
• SANDIMMUN tedavisi sırasında yapılan aşılar; beklenenden daha az etkili olabilir; canlı-zayıflatılmış aşılardan kaçınılmalıdır. Bu nedenle size yapılacak aşı uygulamalarından önce SANDIMMUN kullandığınız konusunda doktorunuza bilgi veriniz.
• Lerkanidipin kullanıyorsanız doktorunuza bildiriniz.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen
doktorunuza danışınız.
SANDIMMUN'in yiyecek ve içecek ile kullanılması
SANDİMMUN kullanırken greyfurt suyu içmek ilacınızın etkilerini artırabilir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
SANDİMMUN'un hamile hastalarda kullanımına ilişkin bugüne kadar edinilen bilgiler
sınırlıdır. Bununla birlikte, diğer bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların hamilelik sırasında
kullanımının annede ve doğmamış bebekte problem çıkması riskini artırdığı ortaya
konmuştur. Eğer hamile kalmayı planlıyorsanız, hamilelik sırasında SANDİMMUN kullanımının taşıdığı riskleri doktorunuzla konuşunuz.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
SANDİMMUN kullanırken bebeğinizi emzirmeyiniz, çünkü SANDİMMUN'un etkin maddesi olan siklosporin anne sütüne geçmektedir.
Araç ve makina kullanımı
SANDİMMUN'un araç ve makine kullanma yeteneği üzerine etkisine ait bilgi bulunmamaktadır.
SANDIMMUN'in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
SANDİMMUN, polioksillenmiş kastor yağı içermektedir. Ciddi alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
Bu tıbbi ürün az miktarda -her 1 mililitrede 100 mg'dan daha az- etanol (alkol) içerir.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
SANDİMMUN, bazı ilaçların etkisini bozabilir / değiştirebilir.
Eğer aşağıda belirtilen ilaçlarla eş zamanlı tedavi uygulamanız gerekiyorsa, doktorunuza danışınız:
• Metotreksat (şiddetli romatoid artrit tedavisi için kullanılan bir ilaç),
• Antibakteriyel aminoglikozid tipi ajanlar, amfoterisin B içeren antifungal (mantar hastalıklarına karşı etkili) ajanlar, siprofloksasin içeren antibakteriyel (bakterilere karşı etkili) ajanlar, melfalan içeren sitostatikler (hücrelerin çoğalmasını önleyen), trimetoprim içeren idrar yolu enfeksiyonu ajanları, zayıf analjezik (ağrı kesici) ilaçlar (nonsteroidal iltihap giderici ilaçlar) ve H2-reseptör antagonist (ülser tedavisinde kullanılan ilaçlar) tipi asit salgısı engelleyicileri gibi böbrekleri etkileyebilecek diğer ilaçlar,
• Özellikle makrolid tipi antibakteriyel ajanlar, azol tip antifungal ajanlar, oral kontraseptifler (ağız yolu ile alınan doğum kontrol ilaçları), proteaz adlı enzim engelleyicileri, imatinib, kalsiyum antagonist (karşıt etki gösteren) tipi veya endotelin reseptör antagonisti tipi belirli kan basıncı düşürücü ajanlar ve belirli antikonvülzifler (krampları önleyen ilaçlar) gibi SANDİMMUN'un kandaki konsantrasyonlarını artırabilecek ya da azaltabilecek ilaçlar,
• Digoksin, kolşisin, HMG-CoA redüktaz inhibitörleri, prednizolon, etoposid, repaglinid ve potasyum tutucu ilaçlar ya da potasyum içeren ilaçlar.
SANDİMMUN, aynı zamanda, diğer immünosupresif (bağışıklık sistemini baskılayan) ajanlarla birlikte de kullanılır. Ancak bu ilacı takrolimus gibi kalsinörin inhibitörleri ile birlikte kullanmamanız gerekmektedir.
Doktorunuz, diğer tıbbi tedavilere başlarken ya da bu tedavileri durdururken kanınızdaki siklosporin düzeylerini kontrol edebilir.
kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
5.SANDIMMUN'in saklanması
SANDİMMUN'u çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
SANDİMMUN'u, 25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra SANDIMMUN'i kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz SANDIMMUN'i kullanmayınız.
Ruhsat sahibi: Novartis Ürünleri
34912, Kurtköy/İstanbul
Üretici: Novartis Pharma Stein AG
Schauffhauserstrasse, CH-4332, Stein, İsviçre
KISA URUN BILGISI
1. BEŞERI TIBBI URUNUN ADI
SANDİMMUN 50 mg/ml ampul
2. KALITATIF VE KANTİTATIF BILEŞIM
1 ml'lik steril ampulde;
Etkin madde :
Siklosporin 50 mg
Yardımcı maddeler:
Etanol % 94'lük (a/a) 278 mg
Polioksietillenmiş kastor yağı 650 mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakın
ız.
3. FARMASÖTIK FORMU
Steril ampul (konsantre infüzyon solüsyonu)
SANDİMMUN, steril ampul içerisinde berrak, sarı-kahverengi renkli, yağlı bir çözeltidir.
4. KLİNIK ÖZELLIKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
T ransplantasyon • Organ transplantasyonu
Böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, kalp-akciğer birlikte veya pankreasın allojenik transplantasyonunda organ reddinin önlenmesi,
Önceden diğer immünosupressif ilaçlarla tedavi görmüş hastalardaki organ reddinin tedavisi.
• Kemik iliği transplantasyonu
Kemik iliği transplantasyonundan sonra graft reddinin ve “Graft-versus-host” (GVHD) hastalığının önlenmesi,
Yerleşmiş “Graft-versus-host” (GVHD) hastalığının tedavisi.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloji / Uygulama sıklığı ve süresi:
Anafilaksi riski nedeniyle (bkz. Bölüm 4.4), SANDİMMUN konsantre infüzyon solüsyonu, bu ilacı oral olarak kullanamayan (örn. operasyondan hemen sonra) organ transplantasyon hastalarında veya gastrointestinal problemlerden dolayı oral formların absorpsiyonunun zayıf olduğu durumlarda kullanılmalıdır. Bu gibi olgularda, mümkün olan en kısa süre içinde oral forma geçilmesi önerilmektedir.
SANDİMMUN i.v. infüzyon konsatratı bundan başka kemik iliği transplantasyonu olan hastaların başlangıç tedavisinde kullanılmaktadır.
Hem bireyler arası hem de aynı bireyde meydana gelebilen absorpsiyon, eliminasyon değişiklikleri ve olası farmakokinetik ilaç etkileşimleri nedeniyle (bkz. Bölüm 4.5) dozlar klinik
cevaba ve tolerabiliteye göre bireysel olarak ayarlanmalıdır.
Transplant hastalannda,yüksek
siklosporin kan düzeyleri nedeniyle meydana gelen istenmeyen yan etkilerin ve düşük kan düzeyleri nedeniyle gelişen rejeksiyonların önlenmesi için siklosporinin kan düzeylerinin rutin olarak monitörizasyonu gerekmektedir. Siklosporin kan düzeyi, piyasada mevcut olan spesifik monoklonal antikorlar kullanılarak radyoimmünoassay yöntemi ile tam kandan ölçülebilir (ana ilacın konsantrasyonunu ölçmek için),bu ölçüm için HPLC metodu da kullanılabilir. Eğer plazma veya serum kullanılırsa standart bir seperasyon protokolü (zaman ve ısı bağımlı) takip edilmelidir. Siklosporin konsantrasyonunun, hastanın klinik değerlendirmesine katkıda bulunan birçok faktörden sadece biri olduğu hatırlanmalıdır. Bu yüzden sonuçlar, sadece diğer klinik ve laboratuvar parametrelerinin çerçevesinde pozolojiye yol gösterici olarak kullanılmalıdır.
ö
Tedaviye uyumsuzluk, gastrointestinal emilim bozukluğu ya da farmakokinetik etkleşimler nedeniyle meydana gelen çok düşük kan düzeylerine bağlı ortaya çıkan beklenmedik tedavi başarısızlıkları ya da nüks durumları dışında, transplant-dışı endikasyonlar nedeniyle tedavi edilen hastalarda siklosporin kan düzeylerinin takibi sınırlı bir değere sahiptir.
Endikasyona özel dozaj önerileri Organ transplantasyonu:
SANDİMMUN başlangıçta operasyondan önceki 4-12 saat içinde 10-15 mg/kg dozunda ikiye bölünerek verilmelidir. Bu doza post-operatif dönemde 1-2 hafta boyunca devam edilir. Daha sonra doz kan düzeylerine göre tedricen azaltılarak, ikiye bölünerek verilen 2-6 mg/kg/gün'lük idame dozuna ulaşılır.
SANDİMMUN diğer immünosupresanlarla birlikte verildiğinde (ör. kortikosteroidlerle birlikte veya üçlü ya da dörtlü ilaç tedavisi içinde yer aldığında), daha düşük dozlar (ör: başlangıç tedavisi ikiye bölünerek verilen 3-6 mg/kg) verilebilir.
SANDİMMUN konsantre infüzyon solüsyonu kullanan hastalar; tavsiye edilen oral dozun üçte birini kullanmalıdırlar.
Kemik iliği transplantasyonu
SANDİMMUN tedavisinde başlangıçta
i.v. infüzyon yolu tercih edilir. Önerilen i.v. dozu transplantasyondan bir gün önce başlanarak günde 3-5 mg/kg olup oral idame tedavisine geçmeden 2 hafta boyunca devam edilir (gastrointestinal absorpsiyon yetersizliği olan veya ağızdan ilaç alamayan hastalarda daha uzun süre i.v. infüzyon tedavisine gerek duyulabilir). Eğer ilave immünosupresan bileşikler kullanılıyorsa, başlangıç tedavisinde SANDİMMUN dozunda azaltmaya gidilmemelidir.
Oral idame tedavisinde tavsiye edilen başlangıç dozu günde 10-12.5 mg/kg'dır. Bu doz siklosporin kan düzeyleri, klinik etkinlik ve tolerabiliteye göre ayarlanmalıdır. İdame tedavisine en az 3 ay, tercihen 6 ay devam etmelidir. Daha sonra doz kademeli olarak azaltılmalı ve transplantasyondan 1 yıl sonra tedavi kesilmelidir. Doz azaltma sürecinde eğer graft-versus-host hastalığı (GVHD) oluşursa, SANDİMMUN dozu idame tedavisinde daha önceki etkin bulunan doz seviyesine çıkartılmalıdır.
Bazı hastalarda SANDİMMUN'un kesilmesinden sonra GVHD (graft-versus-host hastalığı) meydana gelir. Bu gibi durumlarda başlangıçta oral yükleme dozu 10-12.5 mg/kg verilmeli, daha sonra önceden yeterli olduğu tespit edilen günlük idame dozu uygulanmalıdır. Hafif seyreden, kronik GVHD'nin tedavisinde düşük SANDİMMUN dozları kullanılmalıdır.
Uygulama şekli:
Konsantre infüzyon solüsyonu 1:20 - 1:100 oranında serum fizyolojik veya %5 glukozla seyreltilmeli ve yavaş i.v infüzyon şeklinde 2-6 saatte verilmelidir.
Ampul bir kez açıldıktan sonra içeriği hemen kullanılmalıdır.
Seyreltilmiş çözeltiler 24 saatten sonra atılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi için uygun parametrelerin yakın takibi gereklidir. Anormal değerler, doz düşürülmesini gerektirebilir.
SANDİMMUN tedavisinin ilk birkaç haftasında sık görülen ve ciddi bir komplikasyon olan, serum kreatinin ve üre miktarında yükselme meydana gelebilir. Bu fonksiyonel değişiklikler, genelde doz azalmasına cevap verecek şekilde, doza bağlı ve geri dönüşlüdür. Uzun süreli tedavide, bazı hastaların böbreklerinde yapısal değişiklikler (ör. interstisiyel fibrozis) gelişebilir, renal transplantasyonlu hastalarda bunlar kronik rejeksiyona bağlı değişikliklerden ayrılmalıdır. SANDİMMUN, serumda bilirubin ve bazen karaciğer enzimlerinin geri dönüşlü ve doza bağlı olarak artmasına da neden olabilir. Hepatik fonksiyonların değerlendirilmesi için uygun parametrelerin yakın takibi gereklidir. Anormal değerler, doz azaltımını gerektirebilir.
Pediyatrik popülasyon:
Yapılan birçok çalışmada çocukların yetişkinlere uygulanan dozlardan daha yüksek dozlara gereksinim gösterdikleri ve bu dozları daha iyi tolere ettikleri saptanmasına rağmen, çocuklarda yetişkinlerdeki ile aynı SANDİMMUN dozu ve dozlama rejimi kullanılabilir.
Geriyatrik popülasyon:
SANDİMMUN'un yaşlılarda kullanımıyla ilgili deneyim sınırlıdır. Ancak, tavsiye edilen dozlarda ilacın kullanımı sonucu özel problemler gözlenmemiştir.
4.3. Kontrendikasyonlar
• Siklosporine ya da SANDİMMUN'un içerdiği yardımcı maddelerden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlılıkta,
• Polioksietillenmiş kastor yağına (Cremophor EL'e) karşı aşırı duyarlılıkta (bkz. Bölüm 4.4) kontrendikedir.
SANDİMMUN sadece, immünosupresif tedavide deneyimli ve laboratuvar güvenlik parametrelerinin kontrolü, düzenli tam fiziksel muayene ile kan basıncı ölçümleri de dahil olmak üzere yeterli takibi sağlayabilen hekimlerin gözetiminde kullanılmalıdır. İlacı kullanan transplantasyon hastaları yeterli donanım, eleman, laboratuvar ve tıbbi destek kaynaklarına sahip merkezler tarafından gözetim altında bulundurulmalıdırlar. İdame tedavisinden sorumlu olan hekim, hastanın takibi için tam bir bilgiye sahip olmalıdır.
Diğer immünosupresanlarda olduğu gibi siklosporin lenfoma ve diğer malign olayların özellikle ciltte gelişme riskini artırır. Artan risk spesifik ilaçlardan ziyade immünosupresyonun derecesi ve süresine bağlı olarak ortaya çıkar. Bu nedenle, lenfoproliferatif bozukluklar ve solid organ tümörleriyle birlikte bazılarında ölüm olayları da bildirilen multipl immünosupresan (siklosporin dahil) içeren tedavi şekli dikkatle uygulanmalıdır.
Deri malignitesi açısından potansiyel risk dikkate alınarak SANDİMMUN alan hastalar aşırı ultraviyole ışığına maruz kalmamaları konusunda uyarılmalıdır ve eşzamanlı olarak ultraviyole B ya da PUVA fotokemoterapisi almamalıdırlar.
Diğer immünosupresanlarla olduğu gibi, siklosporin hastalarda oportunistik patojenlerle birlikte değişik bakteriyel, fungal, parazitik ve viral enfeksiyonların oluşmasına neden olur. Siklosporin alan hastalarda, başta BK virüsü nefropatisi (BKVN) olmak üzere Polyomavirüs ile ilişkili nefropatiye (PVAN) ya da JC virüsü ile ilişki progresif multifokal lökoensefalopatiye (PML) yol açan latent Polyomavirüs enfeksiyonu aktivasyonları gözlenmiştir. Bu rahatsızlıklar sıklıkla yüksek total immünosupresif yük ile ilişkilidir ve renal fonksiyonunda ya da nörolojik semptomlarında bozulma olan immün sistemi baskılanmış hastaların ayırt edici tanısında göz önünde bulundurulmalıdır. Ciddi ve/veya ölümle sonuçlanan vakalar bildirilmiştir. Özellikle uzun süreli çoklu immünosupresif tedavi (siklosporin dahil) gören hastalarda etkin profilaktik ve terapötik stratejiler uygulanmalıdır.
Yaşlı hastalarda, böbrek fonksiyonları özel bir dikkatle takip edilmelidir.
Transplantasyon hastalarında SANDİMMUN kullanıldığında düzenli kan basıncı kontrolleri önemli bir güvenlik ölçüsüdür (bkz. Bölüm 4.2).
SANDİMMUN tedavisi esnasında düzenli kan basıncı kontrolleri gereklidir; eğer hipertansiyon gelişirse uygun antihipertansif tedaviye başlanmalıdır. Siklosporinin farmakokinetiği ile
etkileşime girmeyen antihipertansif bileşikler (örn. İsradipin veya nifedipin) tercih edilmelidir (bkz. Bölüm 4.5).
SANDİMMUN'un nadiren kan lipid değerlerinde geri dönüşümlü artışa yol açtığı bildirildiğinden, tedavi öncesi ve tedavinin ilk ayı içerisinde lipid düzeylerinin takibi önerilir. Lipid değerlerinde artışa rastlanıldığında diyette yağ alımının kısıtlanması ve uygun görüldüğü takdirde, doz indirimi göz önüne alınmalıdır.
Siklosporin özellikle renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda hiperpotasemi riskini artırır. Siklosporinin potasyum tutucu diüretiklerle, anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör antagonistleri birlikte kullanımında ve potasyum içeren ilaçlarla ve potasyumca zengin diyet uygulanan hastalarda dikkatli olmak gerekmektedir (bkz. Bölüm 4.5). Bu gibi durumlarda potasyum düzeylerinin kontrol edilmesi tavsiye edilir.
Siklosporin magnezyum klerensini artırır. Bu da özellikle perioperatif dönemde semptomatik hipomagnezemiye yol açar. Bu nedenle perioperatif dönemde özellikle nörolojik semptom/belirtilerin varlığında serum magnezyum düzeylerinin kontrol edilmesi tavsiye edilir. Eğer gerekli görülürse ilave magnezyum verilmelidir.
Hiperürisemili hastaların tedavisinde dikkatli olunmalıdır.
Siklosporin tedavisi sırasında yapılan aşılar; beklenenden daha az etkili olabilir; canlı-zayıflatılmış aşılardan kaçınılmalıdır.
Lerkanidipin siklosporin ile birlik
te uygulandığında dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
SANDİMMUN konsantre infüzyon solüsyonu, anaflaktoid reaksiyonlara neden olduğu bildirilmi
ş olan polioksietillenmiş kastor yağı içermektedir (bkz. Bölüm 6.1). Bu reaksiyonlar yüzün ve göğsün üst bölgesinde kızarma, dispne, akut solunum güçlüğünün eşlik ettiği kardiyojenik olmayan pulmoner ödem, hırıltı ve kan basıncı değişiklikleri ve taşikardi gibi belirtilerden oluşabilir. Bu yüzden, polioksietillenmiş kastor yağı (örneğin, Cremophor EL içeren preparatlar) içeren maddeleri geçmişte i.v. enjeksiyon ya da infüzyon biçiminde almış hastalarda veya allerjiye eğilimli olan hastalarda özel dikkat gösterilmelidir. Bu nedenle, i.v. yoldan sAnDİMMUN uygulanan hastalar, infüzyonun başlamasıyla birlikte ilk 30 dakika içinde sürekli olarak, daha sonra da sık aralıklarla sürekli gözetim altında bulundurulmalıdır.Eğer anaflaktoid reaksiyonlar oluşursa infüzyon durdurulmalıdır.Yatak başında 1:1000 adrenalin içeren bir sulu çözelti ve bir oksijen kaynağı hazır bulunmalıdır. Antihistaminik ile ön tedavi anafilaktoid reaksiyonları önleyebilir.
SANDİMMUN konsantre infüzyon solüsyonu polioksillenmiş kastor yağı içermektedir. Ciddi alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
Bu tıbbi ürün az miktarda -her 1 mililitrede 100 mg'dan daha az- etanol (alkol) içerir.
Eğer anafilaktoid reaksiyonlar oluşursa infüzyon kesilmelidir ve hasta yaygın klinik deneyime göre kontrol altına alınmalıdır. Antihistaminik ile ön tedavi anafilaktoid reaksiyonları önleyebilir.
Başlanmış olan tedavinin kesilmesi, ve/veya benzer ilaç / müstahzarlarla tedaviye devam edilmesi veya preparat değiştirilmesi ciddi durumlar yaratabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Gıda etkileşmeleri:
Greyfurt suyuyla ya da yağ bakımından zengin bir diyetle birlik
te kullanımın siklosporinin biyoyararlanımını artırdığı bildirilmiştir.
İlaç etkileşmeleri:
Siklosoprin ile etkileşime giren birçok ilaç arasından, etkileşimin kesin olarak ortaya konduğu ve klinik açıdan da önem taşıyanlar aşağıda sıralanmıştır.
Birçok bileşenin siklosporin metabolizmasında rol oynayan enzimlerinin, özellikle CYP3A4 enziminin inhibisyonu veya indüksiyonunu sağlayarak plazma veya tam kan siklosporin düzeylerini artırdığı veya azalttığı bilinmektedir. Siklosporin, aynı zamanda, CYP3A4 enziminin ve birçok ilacın dışa yönelik taşıyıcısı olan P-glikoprotein inhibitörüdür ve birlikte uygulanan ve bu enzimin ve/veya taşıyıcının substratları olan ilaçların plazma düzeylerini artırabilir.
Siklosporin düzeylerini azaltan ilaçlar:
Barbitüratlar, karbamazepin, okskarbazepin, fenitoin; nafsillin, sulfadimidin i.v; rifampisin; oktreotid; probukol; orlistat, hypericum perforatum (St. John's wort); tiklopidin, sülfinpirazon, terbinafin, bosentan.
Siklosporin düzeylerini artıran ilaçlar:
Makrolid antibiyotikleri (başlıca eritromisin, azitromisin ve klaritromisin); ketokonazol, flukonazol, itrakonazol, vorikonazol, diltiazem, nikardipin, verapamil; metoklopramid; oral kontraseptifler; danazol; metilprednizolon (yüksek doz); allopurinol; amiodaron; kolik asid ve türevleri; proteaz inhibitörleri, imatinib, kolşisin; nefazodon.
Diğer ilgili ilaç etkileşmeleri:
Nefrotoksik sinerji gösteren aminoglikozitler (gentamisin, tobramisin dahil), amfoterisin B, siprofloksasin, vankomisin, trimetoprim (+sulfametoksazol); non-steroid antiinflamatuar ilaçlar (diklofenak, naproksen, sulindak dahil); melfalan, histamin H2 reseptör antagonistleri (örn. simetidin, ranitidin), metotreksat siklosporinle birlikte kullanılırken dikkat edilmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Nefrotoksisite potansiyelindeki artış nedeniyle siklosporinin, takrolimusla birlikte kullanılmasından sakınmak gerekir.
Siklosporinle nifedipinin birlikte kullanımı ile tek başına siklosporin kullanımıyla gözlenenden daha fazla oranda jinjival hiperplazide artış meydana gelmiştir.
Siklosporin ve lerkanidipinin birlikte kullanılmasından sonra, lerkanidipinin EAA değeri üç kat artarken, siklosporinin EAA değeri %21 oranında artmıştır. Bu nedenle, siklosporin ve lerkanidipin birlik
te kullanılırken dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Diklofenakla siklosporinin birlikte kullanımı sonucu diklofenak biyoyararlanımında anlamlı bir artışla birlikte olası geri dönüşlü renal fonksiyon yetersizliği meydana gelmiştir. Diklofenakın biyoyararlanımındaki artış büyük bir olasılıkla onun yüksek ilk-geçiş etkisinin azalması sonucu olmuştur. Eğer düşük ilk-geçiş etkisine sahip non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar (örn.: asetil salisilik asit) siklosporinle birlikte verilirse, biyoyararlanımlarında artış beklenmez.
Siklosporin ayrıca digoksin, kolşisin, prednizolon HMG-CoA redüktaz inhibitörleri (statinler) ve etopozidin klerensini azaltabilir.
Digoksin kullanmakta olan hastalarda siklosporin tedavisine başlanmasını izleyen birkaç gün içerisinde şiddetli digitalis toksisitesi görülmüştür. Siklosporinin, kolşisinin miyopati ve nöropati gibi toksik etkilerini, özellikle böbrek disfonksiyonu olan hastalarda artırma potansiyeline sahip olduğundan söz eden raporlar da vardır. Eğer digoksin veya kolşisin, siklosporinle birlikte kullanılırsa; digoksinin ya da kolşisinin toksik belirtilerinin erkenden fark edilebilmesi ve bunun, digoksin veya kolşisin dozu azaltılarak ya da bu ilaçların siklosporinle birlikte kullanılmasına son verilerek düzeltilebilmesi için, yakın klinik gözleme ihtiyaç vardır.
Siklosporinin lovastatin, simvastatin, atorvastatin, pravastatin ve ender olarak da fluvastatin ile birlikte kullanılması durumunda kas ağrısı ve dermansızlık, miyozit ve rabdomiyoliz gibi miyotoksik etkilerin görüldüğü, literatürde yayınlanmış ve pazara verilme sonrası bazı hastalarda bildirilmiştir. Bu statinler siklosporinle birlikte kullanılacaksa, söz konusu statinlerin dozajı, prospektüs önerileri uyarınca azaltılmalıdır. Miyopati belirtileri ve semptomları veren hastalarda veya rabdomiyoliz nedeniyle, böbrek yetmezliği dahil şiddetli böbrek hasarına zemin hazırlayan risk faktörleri mevcut olanlarda statin tedavisinin geçici olarak durdurulması veya statin tedavisinden vezgeçilmesi gerekebilir.
Mikroemülsiyonluk, tam doz siklosporinin everolimus veya sirolimus ile birlikte kullanıldığı çalışmalarda serum kreatinin düzeylerinin yükseldiği görülmüştür. Siklosporin dozunun azaltılması, bu toksik etkiyi çoğu zaman ortadan kaldırır. Everolimus ve sirolimus, siklosporin farmakokinetiği üzerinde yalnızca minör etkiye sahiptir. Birlikte siklosporin kullanılması, kandaki everolimus ve sirolimus düzeylerini anlamlı şekilde artırır.
Serum potasyumunda anlamlı artışa neden olabildikleri için potasyum tutucu ilaçlar (örn. potasyum tutucu diüretikler, anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör antagonistleri) ya da potasyum içeren ilaçlar ile birlikte siklosporin kullanılırken dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Siklosporin, repaglinidin plazma konsantrasyonlarını ve bu bağlamda hipoglisemi riskini arttırabilir.
Tavsiyeler:
Eğer siklosporinle etkileşmeye gireceği bilinen ilaçların birlikte kullanımı engellenemezse aşağıdaki tavsiyelere uyulmalıdır:
Nefrotoksik sinerji gösterebilecek ilaçlarla birlikte kullanımında:
Renal fonksiyonun (başlıca serum kreatinin) yakın monitörizasyonu yapılmalıdır. Eğer renal fonksiyonda anlamlı bir bozulma ortaya çıkarsa birlikte uygulanan ilacın dozu azaltılmalı veya alternatif bir tedavi uygulanmalıdır.
Gref nakledilmiş hastalarda siklosporinin fibrik asit türevleriyle (bezafibrat, fenofibrat) birlik
te kullanılmasının ardından önemli boyutlarda, ancak geri dönüşlü böbrek disfonksiyonunun geliştiğinden söz eden, izole raporlar vardır. Söz konusu hastalarda böbrek fonksiyonları, bu nedenle yakından izlenmelidir. Böbrek fonksiyonlarında önemli bir bozukluk geliştiğinde, bu ilaçların birlikte kullanılmasına son verilmelidir.
Siklosporinin biyoyararlanımını artırdığı veya azalttığı bilinen ilaçlar:
Transplant hastalarında siklosporin düzeyleri sık sık ölçülmeli ve eğer gerekliyse birlikte kullanılacak olan ilacın başlanmasında veya sona erdirilmesi sırasında siklosporin doz ayarlaması yapılmalıdır. Transplantasyon yapılmayan otoimmün hastalarda siklosporin kan düzeyinin izlenmesinin önemi bu hastalarda kan düzeyi ve klinik etkiler arasındaki ilişki yeterli olarak kanıtlanmadığından şüphelidir.Siklosporin düzeylerini artırdığı bilinen ilaçların birlik
te uygulanması durumunda sık sık renal fonksiyonların değerlendirilmesi ve siklosporinle ilgili yan etkilerin dikkatli bir şekilde monitorizasyonu kan düzeyi ölçümlerine göre daha yararlı olabilir.
Siklosporin kullanan hastalarda yan etki olarak jinjival hiperplazi gelişirse nifedipinle birlikte kullanımından kaçınmak gerekir.
Yüksek ilk-geçiş metabolizmasına sahip (ör:diklofenak) non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar, siklosporin kullanacak hastalarda daha düşük dozda uygulanmalıdır.
Eğer siklosporinle birlikte digoksin, kolşisin veya HMG-CoA redüktaz inhibitörleri (statinler) kullanılırsa ilacın toksik etkilerini erken tespit edebilmek için yakın klinik takip yapılarak gerektiğinde doz azaltılmalı veya ilacın alımı kesilmelidir.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Siklosporinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
SANDİMMUN, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Gebelik dönemi
Sıçan ve tavşanlarda yapılan hayvan çalışmaları üreme toksisitesini göstermiştir (bkz. Bölüm
5.3).
Transplantasyon sonrasında siklosporin ve siklosporin içeren rejimler dahil olmak üzere immünosupresif tedavi uygulanan gebe kadınlar prematüre doğum (<37 hafta) riski altındadır.
Siklosporine in utero maruz kalan yaklaşık 7 yaşa kadar olan çocuklarda yapılan sınırlı sayıda çalışmalar bulunmaktadır. Bu çocuklarda renal fonksiyon ve kan basıncı normal bulunmuştur.
Ancak gebe kadınlarda kullanımla ilgili yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar bulunmadığından, SANDİMMUN annede beklenen yararın, fetüste beklenen risklerden fazla olduğu durumlar dışında kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Siklosporin, anne sütüne geçer. SANDİMMUN'un terapötik dozları emziren kadınlara uygulandığı takdirde memedeki çocuk üzerinde etkiye neden olabilecek ölçüde atılmaktadır. SANDİMMUN, emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Dişi ve erkek sıçanlarda yapılan çalışmalarda doğurganlığın azaldığı gösterilmemiştir (bkz. Bölüm
5.3).
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
SANDİMMUN'un araç ve makine kullanma yeteneği üzerindeki etkisine ait bilgi bulunmamaktadır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Siklosporin tedavisiyle ilişkili birçok yan etki doza bağımlı olup doz azaltılmasına yanıt verir. Çoğu endikasyonda yan etkilerin ayrıntılı spektrumu aslında aynı olup yalnız insidans ve şiddetinde farklılıklar mevcuttur. Bu yüksek başlangıç dozlarının ve transplantasyondan sonra gereken uzun idame tedavisinin sonucu olarak transplant hastalarında yan etkiler diğer endikasyonlarda tedavi gören hastalara göre daha sık ve daha şiddetlidir.
İntravenöz uygulamadan sonra anafilaktoid reaksiyonlar gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Enfeksiyonlar ve Enfestasyonlar
Siklosporin ve siklosporin içeren rejimler dahil olmak üzere immünosupresif tedavi uygulanan hastalarda enfeksiyon (viral, bakteriyel, fungal, parazitik) riski artmıştır (bkz. Bölüm 4.4). Hem yaygın hem de lokalize enfeksiyonlar oluşabilir. Aynı zamanda, daha önceden var olan enfeksiyonlar da şiddetlenebilir ve Polyomavirüs enfeksiyonlarının reaktivasyonu Polyomavirüs ile ilişkili nefropatiye (PVAN) ya da JC virüsü ile ilişkili progresif multifokal lökoensefalopatiye (PML) neden olabilir. Ciddi ve/veya ölümle sonuçlanan vakalar bildirilmiştir.
Benign, malign ve hangi gruba girdiği belirlenmemiş neoplazmalar (kistler ve polipler dahil)
Siklosporin ve siklosporin içeren rejimler dahil olmak üzere immünosupresif tedavi uygulanan hastalarda lenfomaların veya lenfoproliferatif bozuklukların ve özellikle deride olmak üzere diğer malignitelerin gelişme riski artar. Malignitelerin sıklığı tedavinin yoğunluğuna ve süresine bağlı olarak artar (bkz. Bölüm 4.4). Bazı maligniteler ölümcül olabilir.
Advers ilaç reaksiyonları, en sık görülen advers reaksiyon ilk sırada olacak şekilde sıklıklarına göre aşağıda sıralanmıştır. Her sıklık grubunda advers reaksiyonlar azalan ciddiyet derecesine göre sıralanmıştır.
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek >1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmihmin
edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan:
Anemi, trombositopeni.
Seyrek:
Mikro-anjiyopatik hemolitik anemi, hemolitik üremik sendrom.
Endokrin hastalıklar
Seyrek:
Menstrüel rahatsızlıklar, jinekomasti.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın:
Hiperlipidemi.
Yaygın:
Anoreksi, hiperürisemi, hiperkalemi ve hipomagnezemi.
Seyrek:
Hiperglisemi.
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın:
Tremor, baş ağrısı.
Yaygın:
Parestezi.
Yaygın olmayan:
Konvülsiyonlar, konfüzyon, dezoryantasyon, dış uyarıya cevap vermede azalma, ajitasyon, uykusuzluk, vizüel rahatsızlıklar, kortikal körlük, koma, parezi, serebellar ataksi gibi ensefalopati belirtileri.
Seyrek:
Motor polinöropati.
Çok seyrek:
Benign intrakraniyal hipertansiyona sekonder olası görme bozukluğuyla birlikte papilla ödemini de içeren optik disk ödemi.
Vasküler hastalıklar
Çok yaygın:
Hipertansiyon.
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın:
Bulantı, kusma, karın ağrısı, diyare, gingival hiperplazi.
Seyrek:
Pankreatit.
Hepato-bilier hastalıklar
Yaygın:
Hepatik disfonksiyon.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın:
Hipertrikoz.
Yaygın olmayan:
Alerjik döküntü.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın:
Kas krampları, miyalji.
Seyrek:
Kas zayıflığı ve miyopati.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok yaygın:
Renal yetmezlik (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın:
Yorgunluk.
Yaygın olmayan:
Ödem, kiloda artış.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Siklosporinin oral LD5o değeri farelerde 2,329 mg/kg, sıçanlarda 1,480 mg/kg ve tavşanlarda >1,000 mg/kg'dır. i.v. LD50 değeri ise farelerde 148 mg/kg, sıçanlarda 104 mg/kg ve tavşanlarda 46 mg/kg'dır.
Semptomlar:
Akut siklosporin doz aşımı ile ilgili deneyimler sınırlıdır. 10 g'a kadar (yaklaşık 150 mg/kg) siklosporin oral dozları, kusma, uyku hali, baş ağrısı, taşikardi ve az sayıda hastada orta şiddette ve geri dönüşümlü böbrek fonksiyon bozukluğu gibi minör klinik sonuçlarla tolere edilmiştir. Bununla birlikte, prematüre yenidoğanlarda yanlışlıkla uygulanan parenteral doz aşımını takiben ciddi intoksikasyon semptomları bildirilmiştir.
Tedavi:
Tüm doz aşımı olgularında, genel destekleyici önlemler izlenmeli ve semptomatik tedavi uygulanmalıdır. Oral alımdan sonraki ilk birkaç saat içinde hastanın kusturulması ve gastrik lavaj yararlı olabilir. Siklosporin, büyük oranda diyalizle atılamaz ve karbon hemoperfüzyonu ile de iyi bir düzeyde temizlenmesi mümkün değildir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: İmmünosupresif ajanlar, kalsinörin inhibitörleri ATC kodu: L04A D01
Siklosporin (siklosporin A olarak da bilinmektedir) 11 aminoasitten oluşan bir siklik polipeptiddir. Hayvanlarda allojenik cilt, kornea, karaciğer, kalp, böbrek, pankreas, kemik iliği, ince barsak ya da akciğer transplantlarının ömrünü uzatan güçlü bir immunosupressif ajandır.
Çeşitli çalışmalar siklosporinin allograft immünite, geç kutanöz aşırı duyarlılık, deneysel allerjik ansefalomiyelit, Freund adjuvan artriti, graft-versus-host hastalığı (GVHD) gibi hücre-aracılı reaksiyonların gelişmesini ve T-hücresine bağımlı antikor oluşumunu inhibe ettiğini göstermektedir. Aynı zamanda hücre düzeyinde interleukin-2 (T-hücresi büyüme faktörü, TCGF) de dahil olmak üzere, lenfokin üretimini ve serbestlenmesini inhibe etmektedir. Siklosporinin hücre siklusunun Go ya da Gı fazlarında istirahat halindeki lenfositleri bloke ettiği görülür ve
aktif T hücrelerinin antijen uyarımlı lenfokin salınımını inhibe eder.
İnsanlarda organ reddinin ve GVHD'nin önlenmesi ve tedavisi için SANDİMMUN kullanımıyla, başarılı organ ve kemik iliği transplantasyonları yapılmıştır. Siklosporin, hem Hepatit C Virüsü (HCV) pozitif hem de HCV negatif olan karaciğer nakli yapılmış hastalarda başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. SANDİMMUN tedavisiyle, immünolojik mekanizmayla olduğu bilinen ya eğerlendirilebilen değişik olgularda da olumlu yanıtlar alındığı gösterilmiştir.
Siklosporin hematopoezi deprese etmemekte ve fagositik hücrelerin işlevleri üzerinde de etkisi bulunmadığından, SANDİMMUN ile tedavi edilen hastalar immünosupresyon için diğer sitostatik tedaviler altındaki hastalara kıyasla enfeksiyonlara karşı daha az duyarlıdırlar.
5.2 Farmakokinetik özellikler Genel özellikler
Emilim:
SANDİMMUN için uygulama yönteminden ötürü emilim bilgileri bulunmamaktadır.
Dağılım:
Siklosporin kan hacmi dışında yaygın bir şekilde ortalama 3.5 L/kg dağılım hacmi gösterir. Kanda dağılım konsantrasyona bağlı olup plazmada %33-47, lenfositlerde %4-9, granülositlerde %5-12 ve eritrositlerde %41-58 oranlarında bulunur. Yüksek konsantrasyonlarda lökosit ve eritrositler tarafından alımı doygun hale gelir. Plazmada yaklaşık %90'ı proteinlere ve daha çok lipoproteinlere bağlı olarak bulunur.
Biyotransformasyon:
Siklosporin, büyük oranda 15 kadar metabolitine dönüşür. Metabolizma karaciğerde sitokrom P450'ye bağımlı mono-oksijenaz sistemde gerçekleşir ve ana metabolizma yolu molekülün değişik pozisyonlarında mono ve dihidroksilasyon ve N-demetilasyona uğrar. Sitokrom P450'ye bağımlı enzim sistemini inhibe veya indüksiyona uğratacağı bilinen bileşiklerin siklosporin düzeylerini artıracağı veya azaltacağı bulunmuştur (bkz. Bölüm 4.5). Bugüne kadar tanımlanan metabolitlerin ana bileşiğin bozulmamış peptid yapıları olduğu ve bazısının zayıf immünosupresif aktiviteye sahip olduğu (değişmemiş bileşiğin onda biri kadar) bulunmuştur.
Eliminasyon:
Eliminasyonu esas olarak safra yolu ile olup, oral dozun yalnız %6'sı idrarla atılmakta ve bunun da ancak %0.1'i değişmemiş halde itrah olmaktadır.
Siklosporinin terminal safhadaki eliminasyon yarılanma ömrü uygulanan miktar tayini yöntemine ve ölçüm yapılan hedef popülasyona göre yüksek değişkenlik gösterir. Terminal yarılanma ömrü
6.3 saatten (sağlıklı gönüllülerde) 20.4 saate (ağır karaciğer hastalarında) kadar değişir.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Siklosporin standart test sistemlerinde oral uygulama ile (sıçanlarda günlük 17mg/kg'a kadar ve tavşanlarda günlük 30mg/kg'a kadar) mutajenik ve teratojenik etki göstermemiştir. Toksik dozlarda (oral olarak sıçanlarda günlük 30 mg/kg ve tavşanlarda günlük 100mg/kg) prenatal ve postnatal mortalitenin artmasıyla ve ilgili iskelet gerilikleri ile beraber düşük fetus ağırlığı gibi siklosporinin embriyotoksik ve fetotoksik etkileri belirlenmiştir.
Yayınlanmış iki araştırma çalışmasında, in utero siklosporine maruz kalan (subkutan olarak 10mg/kg/gün) yaşı 35 haftaya kadar olan tavşanlarda azalan sayıda nefronlar, renal hipertrofi, sistemik hipertansiyon ve ilerleyen böbrek yetmezliği gösterilmiştir.
Siklosporini intravenöz olarak 12mg/kg/gün (önerilen insan intravenöz dozunun iki katı) alan gebe sıçanların ventriküler septal defekt insidansı yüksek olan fetüsleri olmuştur.
Bu bulgular diğer türlerde kanıtlanmamıştır ve insanlarla ilişkisi bilinmemektedir.
Erkek ve dişi fareler ve sıçanlarda karsinojenite çalışmaları yapılmıştır. 78 haftalık bir fare çalışmasında günlük 1, 4 ve 16 mg/kg dozlarda, dişilerde lenfositik lenfomalar için istatistiksel olarak anlamlı bir eğilimi olduğu kanıtlanmış ve orta dozda, erkeklerde hepatoselüler karsinomaların görülme oranı kontrol değerini aşmıştır. 24 aylık günlük 0.5, 2 ve 8mg/kg dozlarında yapılan bir sıçan çalışmasında, düşük doz seviyesinde, pankreatik adacık adenomu kontrol hızını anlamlı olarak aşmıştır. Hepatoselüler karsinoma ve pankreatik adacık adenomu doza bağlı değildir.
Dişi ve erkek sıçanlarda yapılan çalışmalarda doğurganlığın azaldığı gösterilmemiştir.
Farelerde ve Çin hemstırlarında yapılan Ames testi, v79-hgprt testi, mikronükleus testi, Çin hemstırları kemik iliğinde yapılan kromozom sapma testi, fare dominant letal çalışma ve tedavi edilen farelerde spermlerde DNA düzeltme testlerinde siklosporininin mutajenik/genotoksik olmadığı saptanmıştır. İnsan lenfositlerinin kullanıldığı, in vitronmi
ştir.
Organ transplantasyonu yapılan hastalarda, malignansların görülme sıklığının artması immünosupresyonun bilinen bir komplikasyonudur. Neoplazmaların en sık görülen formları non-
KULLANMA TALİMATI SANDOSTATİN 0.1 mg / mİ ampul Damar içine veya deri altına uygulanır.
Etkin madde:1 steril ampul (1 ml) 0.1 mg okreotid (serbest peptid olarak) içerir.Yardımcı maddeler:Laktik asit, mannitol, sodium bikarbonat ve enjeksiyonluk su.
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
• Bu kullanma talimatım saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.
• Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
• Bu ilacın kullanımı sırasında doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
• Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışındayüksek veya düşük dozkullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1 SANDOSTATİN nedir ve ne için kullanılır?
2 SANDOSTATİN'i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3 SANDOSTATİN nasıl kullanılır?
4 Olası yan etkiler nelerdir?
5 SANDOSTATİN'in saklanması
Başlıkları yer almaktadır. 1.SANDOSTATIN nedir ve ne için kullamlır?
SANDOSTATİN etkin madde olarak oktreotid asetat içerir.
SANDOSTATİN, 5 adet 1ml'lik steril ampul içeren ambalajlarda piyasaya verilmektedir.
SANDOSTATİN insan vücudunda normal olarak bulunan ve büyüme hormonu gibi bazı hormonların etkilerini inhibe eden somatostatinden türetilen sentetik bir bileşiktir. SANDOSTATİNİN somatostatine kıyasla avantajları arasında daha güçlü olması ve etkisinin daha uzun sürmesi yer almaktadır.
• Vücudun çok fazla büyüme hormonu ürettiği bir durum olan büyüme hormonu fazlalığına bağlı yüz, el ve ayakların anormal büyümesi (akromegalinin) tedavisinde kullanılır. Normalde, büyüme hormonu doku, organ ve kemiklerin gelişimini kontrol eder. Çok fazla büyüme hormonunun üretilmesi, özellikle ellerde ve ayaklarda kemik ve
dokuların boyutunda bir artışa neden olur. SANDOSTATİN, aralarında baş ağrısı, aşırı terleme, el ve ayaklarda uyuşma, yorgunluk ve eklem ağrısının bulunduğu akromegali semptomlarını belirgin olarak azaltır.
• Bazı gastrointestinal sistem tümörleri (örneğin; karsinoid tümörler, VIPomalar, glukagonomalar, gastrinomalar, insülinomalar, GRFomalar) ile ilişkili semptomların hafifletilmesinde kullanılır. Bu tip durumlarda, mide, bağırsak ya da pankreas tarafından bazı belirli hormonların ve diğer ilgili maddelerin aşırı üretimi söz konusudur. Bu aşırı üretim vücudun doğal hormon dengesini bozarak sıcak basması, ishal, düşük kan basıncı, döküntü ve kilo kaybı gibi çeşitli semptomlara yol açar. SANDOSTATİN bu semptomların kontrol edilmesine yardımcı olur.
• Geleneksel (konvansiyonel) tedaviye yanıt vermeyen AIDS hastalarında ishalin kontrol edilmesinde kullanılır. SANDOSTATİN tedavisi geleneksel (konvansiyonel) tedaviye yanıt vermeyen ishal gözlenen AIDS hastalarında dışkılamanın kontrol edilmesine yardımcı olur.
• Pankreas bezinde uygulanan cerrahi müdahaleyi takiben hastalıkla birlikte ortaya çıkan rahatsızlıkların (komplikasyon) gelişiminin önlenmesinde kullanılır. SANDOSTATİN cerrahiden sonra hastalıkla birlikte ortaya çıkan rahatsızlıkların (komplikasyon) gelişme (örneğin; karında apse, pankreas bezinde iltihap (enflamasyon)) olasılığının düşürülmesine yardımcı olur.
• Kronik karaciğer hastalığı (siroz) hastalarında yırtılan gastro-özofajiyal varislere bağlı kanamanın durdurulmasında ve yeniden kanamanın önlenmesinde kullanılır. SANDOSTATİN tedavisi kanamanın durdurulmasına ve kan nakli gereksiniminin azaltılmasına yardımcı olur.
2. SANDOSTATİN kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
Doktorunuzun size verdiği tüm talimatları dikkatlice uygulayınız. Bunlar bu kullanma
talimatında verilen bilgilerden farklı olabilir.
SANDOSTATİN'i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ:
Eğer;
• Oktreotide ya da SANDOSTATİN'in içeriğinde bulunan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlı (alerjik) iseniz.
SANDOSTATİN'i aşağıdaki durumlarda DİKKATLE KULLANINIZ:
Eğer;
• Kan basıncını ya da sıvı ve elektrolit dengesini kontrol etmek için diğer ilaçlar (beta-blokerler ya da kalsiyum kanal blokerleri) kullanıyorsanız, bunu doktorunuza bildiriniz. Doz ayarlaması gerekli olabilir.
• Uzun süreli SANDOSTATİN kullanımı safra taşı oluşumuna yol açabileceği için, şu anda safra taşınız olduğunu biliyorsanız ya da daha önce safra taşınız vardı ise, bunu doktorunuza bildiriniz. Doktorunuz safra kesenizi periyodik olarak kontrol etmek isteyebilir.
• Kan şeker düzeylerinizde sorun varsa (çok yüksek ise şeker hastalığı (diyabet) ya da çok düşük ise kan şeker düzeyinde azalma (hipoglisemi))
• SANDOSTATİN gastro-özofajiyal varislere bağlı kanamanın tedavisi için kullanılıyorsa, kan şekeri düzeyinin izlenmesi zorunludur.
• Daha önce Bvitamini yetersizliği yaşadıysanız, doktorunuz Bvitamini düzeyinizi periyodik olarak kontrol etmek isteyebilir.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
SANDOSTATİN'in yiyecek ve içecek ile kullanılması
SANDOSTATİN uygulama zamanı civarında yemek yemekten kaçınınız.
SANDOSTATİN'in öğün aralarında ya da yatmadan önce enjekte edilmesi önerilir. Bu SANDOSTATİN'in gastrointestinal yan etkilerini azaltabilir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
SANDOSTATİN, hamilelik sırasında eğer kesinlikle gerekli değilse kullanılmamalıdır. Hamile iseniz ya da hamile kalmayı planlıyor iseniz, bunu doktorunuza bildiriniz.
Doktorunuz sizi hamilelik süresince SANDOSTATİN kullanıp kullanamayacağınız konusunda yönlendirecektir.
Çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlar tedavi sırasında etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme:
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
SANDOSTATİN'in anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. SANDOSTATİN'in emziren annelerde kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir.
SANDOSTATİN kullanırken çocuğunuzu emzirmemelisiniz.
Araç ve makine kullanımı
SANDOSTATİN'in araç ya da makine kullanma yeteneği üzerindeki etkilerine ilişkin herhangi bir bilgi mevcut değildir.
SANDOSTATİN'ın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu tıbbi ürün doz başına 1 mmol'den (23 mg)'dan az sodyum ihtiva eder; yani esasında “sodyum içermez”. Sodyuma bağlı herhangi bir uyarı gerekmemektedir.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
SANDOSTATİN kullanırken genellikle diğer ilaçları kullanmaya devam edebilirsiniz. Fakat simetidin, siklosporin ve bromokriptin gibi bazı ilaçların SANDOSTATİN'den etkilendiği bildirilmiştir.
Şeker hastası (diyabet) iseniz, doktorunuzun insülin tedavinizin dozunu ayarlaması gerekebilir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. SANDOSTATiN nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
Tedavi edilen duruma bağlı olarak, SANDOSTATİN deri altına (subkütan) enjeksiyon ya da damar içerisine (intravenöz) infüzyon ile uygulanır. Doktorunuz ya da hemşireniz size SANDOSTATİN'i deri altına nasıl enjekte edeceğinizi açıklayabilir, fakat damar içerisine infüzyon her zaman bir sağlık personeli tarafından yapılmalıdır.
Doktorunuz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve size uygulayacaktır. Akromegali:
Tedaviye genellikle deri altına (subkütan) enjeksiyon yoluyla her 8 ya da 12 saatte bir verilen 0.05 ila 0.1 mg ile başlanır. Doz daha sonra etkisine ve semptomlardaki hafiflemeye göre değiştirilir (yorgunluk, terleme ve baş ağrısı gibi). Çoğu hastada, günlük optimum doz günde üç kere 0.1 mg'dır. 1.5 mg/gün'lük maksimum doz aşılmamalıdır.
Gastrointestinal sistem tümörleri:
Tedaviye genellikle günde bir ya da iki kere 0.05 mg'lık derialtına (subkütan) enjeksiyonla başlanır. Yanıt ve tolerabiliteye göre, dozaj kademeli olarak günde üç kere 0.1 mg ila 0.2 mg'a çıkarılabilir. Karsinoid tümörlerde, tolere edilen maksimum doz ile 1 haftalık tedavinin sonunda herhangi bir iyileşme görülmediği takdirde, tedavi kesilmelidir.
AIDS hastalarında geleneksel (konvansiyonel) tedaviye yanıt vermeyen ishal:
Önerilen başlangıç dozu günde üç kere deri altına (subkütan) enjeksiyon yoluyla verilen 0.1 mg'dır. Eğer ishal 1 haftalık tedavinin sonunda kontrol altına alınmazsa, doz gerekirse yavaşça günde üç kere 0.25 mg' a çıkarılabilir. Bu dozda 1 hafta tedaviden sonra herhangi bir iyileşme gözlenmezse, tedavi kesilmelidir.
Pankreas cerrahisini takiben komplikasyon gelişimi:
Normal doz, operasyondan en az 1 saat önce başlamak üzere, 1 hafta süresince günde üç kere 0.1 mg'dır.
Kanamalı gastro-özofajiyal varisler:
Önerilen doz 5 gün süresince sürekli intravenöz infüzyon aracılığıyla uygulanan 25 mikrogram/saat'tir. Tedavi sırasında kan şekeri düzeyinin izlenmesi gereklidir.
Uygulama yolu ve metodu:
Deri altına ve damar içine uygulanır. SANDOSTATIN'in uygulanmasına yönelik talimatların ayrıntıları kullanma talimatının sonunda sağlık personeline yönelik bilgiler içinde verilmektedir.
Değişik yaş grupları: Çocuklarda kullanım:
SANDOSTATİN çocuklara verilebilir, fakat çocuklarda elde edilen deneyimler sınırlıdır. Yaşlılarda kullanımı:
SANDOSTATİN ile elde edilen deneyimler 65 yaş ve üzeri hastalarda özel gereksinimlerin olmadığını göstermiştir.
Özel kullanım durumları: Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyonları bozuk olan hastalarda, deri altına (subkütan) SANDOSTATİN uygulanması sırasında doz ayarlaması yapılmasına gerek yoktur.
Karaciğer yetmezliği:
Eğer karaciğer sirozunuz varsa (kronik karaciğer hastalığı), doktorunuzun idame dozunuzu ayarlaması gerekebilir.
Eğer SANDOSTATİN'in etkisinin çok güçlü ya da zayıf olduğuna dair bir izleniminiz varsa, doktorunuz ya da eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla SANDOSTATİN kullandıysanız
Kullanmanız gerekenden daha fazla SANDOSTATİN kullanımından sonra yaşamı tehdit edici bir reaksiyon bildirilmemiştir. Bu durumda, kalp atım hızında düşüş, yüzde kızarma, mide krampları, ishal, bulantı ve midede boşluk hissi belirtilerinin görüldüğü bildirilmiştir.
Eğer kazayla kullanmanız gerekenden daha fazla SANDOSTATİN alırsanız derhal doktorunuza başvurunuz. Tıbbi müdahalede bulunulması gerekebilir.
SANDOSTATİN'ten kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
SANDOSTATİN'i kullanmayı unutursanız
Eğer enjeksiyonunuz unutulursa, hatırlandığı zaman hemen uygulanmalı ve daha sonra her zamanki gibi devam edilmelidir. Bir dozun kaçırılması size herhangi bir zarar vermeyecektir; fakat tedavi çizelgenize geri dönene kadar semptomlarınız yeniden ortaya çıkabilir.
SANDOSTATİN ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler
SANDOSTATİN tedavisini sonlandırmak hastalığınızın daha kötüye gitmesine neden olabilir.Doktorunuz tarafından belirtilmedikçe SANDOSTATİN kullanmayı bırakmayınız.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi SANDOSTATİN'in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Az sayıda hasta derialtı (subkütan) enjeksiyon yerinde, genellikle kısa süreli bir ağrı yaşamaktadır. Böyle bir durum geliştiğinde, enjeksiyon yerini birkaç saniye yavaşça ovarak ağrıyı hafifletebilirsiniz.
Yukarıdaki istenmeyen etkiler SANDOSTATİN enjeksiyonunun öğünler arasında ya da yatmadan önce yapılması ile azaltılabilir.
Aşağıdakilerden biri olursa, SANDOSTATİN'i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
Yaygın olmayan (100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir):
•Yavaş ya da hızlı kalp atım hızı
• Safra kesesi iltihabı (kolesistit)
Seyrek (1000 hastanın 1'inden az, fakat 10.000 hastanın 1'inden fazla görülebilir):
• Deri döküntüsü de dahil olmak üzere aşırı duyarlılık (alerji) reaksiyonları
• Ani sırt ağrısına yol açan safra taşları
Çok seyrek (10.000 hastanın 1'inden az görülebilir):
• Nefes almada güçlüğe ya da baş dönmesine yol açan bir alerjik reaksiyon tipi (anafilaksi)
• Kanda düşük ya da yüksek şeker düzeyi (hipoglisemi ya da hiperglisemi)
• Pankreas bezi iltihabı (pankreatit)
• Karaciğer iltihabı (hepatit); semptomlar arasında deri ve gözlerde sarılaşma (sarılık), bulantı, kusma, iştah kaybı, genel olarak kendini kötü hissetme, kaşıntı, açık renkli idrar
Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
Aşağıdaki herhangi birini fark ederseniz , doktorunuza söyleyiniz:
Yaygın (100 hastanın 10'undan az görülebilir) :
• Mide ağrısı
• İshal
• Kabızlık
• Gaz
• Enjeksiyon yerinde lokal ağrı, şişme ve tahriş.
Yaygın olmayan (100 hastanın 1'inden az, fakat 1000 hastanın 1'inden fazla görülebilir) :
• Geçici saç dökülmesi
Seyrek (1000 hastanın 1'inden az, fakat 10.000 hastanın 1'inden fazla görülebilir) :
• Bulantı
• Kusma
• Midede doluluk hissi
• Tiroid bezi aktivitesinde, kalp atım hızı, iştah ya da kiloda değişimlerine yol açan değişiklikler (hipertiroidizm ya da hipotiroidizm); yorgunluk, çok üşüme ya da çok terleme, kaygı (anksiyete) ya da boynun ön tarafında şişkinlik.
Çok seyrek (10.000 hastanın 1'inden az görülebilir) :
• İştah kaybı
• Yumuşak dışkı
• Nefes darlığı
• Karaciğer fonksiyon testlerinde değişiklik
• Yemeklerden sonra midede rahatsızlık hissi (hazımsızlık)
Bunlar SANDOSTATİN'in hafif yan etkileridir.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz .
5. Sandostatin'in Saklanması
SANDOSTATİN'i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
2 °C - 8 °C arası sıcaklıklarda buzdolabında saklayınız. Dondurmayınız
Kullanmadığınız zamanlarda, ışıktan korumak için ampülleri daima dış kutusunun içinde
saklayınız.
Günlük kullanımda, SANDOSTATİN ampul 2 haftadan uzun olmamak üzere 30°C'yi geçmeyen sıcaklıklarda saklanabilir.
SANDOSTATİN ampul koruyucu içermediği için, açıldıktan sonra doz hemen uygulanmalı ve kalan kısım atılmalıdır.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajın üzerinde belirtilen son kullanma tarihinden sonra SANDOSTATİN'ı kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz SANDOSTATİN'i kullanmayınız
Ruhsat sahibi:Novartis Ürünleri
34912, Kurtköy/İstanbul
Üretici:Novartis Pharma Stein AG
Schauffhauserstrasse, CH-4332, Stein, İsviçre
Bu kullanma talimatıtarihinde onaylanmıştır.
AŞAĞIDAKİ BİLGİLER BU İLACI UYGULAYACAK SAĞLIK PERSONELİ İÇİNDİR Derialtına (subkütan) enjeksiyon:
Üst kol, kalça ve karın bölgeleri deri altına (subkütan) enjeksiyon için uygun bölgelerdir.
Belirli bir bölgede tahrişe neden olmamak için, her deri altı (subkütan) enjeksiyon için yeni bir yer seçiniz. İlacı kendi kendilerine enjekte edecek hastalara hekim ya da hemşire tarafından ayrıntılı bilgi verilmelidir.
Enjeksiyon yerinde ağrıyı azaltmak için, eğer buzdolabında saklanıyorsa, ampul kullanılmadan önce oda sıcaklığına getirilmelidir. Ampulü diğer yöntemlerle değil elinizde ısıtabilirsiniz.
İntravenöz infüzyon:
SANDOSTATİN (oktreotid asetat), steril serum fizyolojik çözeltilerinde ya da dekstrozun sudaki % 5'lik çözeltilerinde 24 saat süreyle fiziksel ve kimyasal olarak dayanıklı kalır. Fakat SANDOSTATİN glukoz homeostazını etkileyebildiği için, dekstrozun yerine serum fizyolojik çözeltilerinin kullanılması önerilmektedir. Seyreltilmiş olan çözeltiler 25°C'nin altında 24 saat fiziksel ve kimyasal olarak dayanıklı kalır. Mikrobiyolojik açıdan, seyreltilmiş çözelti tercihen hemen kullanılmalıdır. Eğer çözelti hemen kullanılmazsa, kullanım öncesinde saklama sorumluluğu kullanıcıya ait olup, saklama 2-8° C arasında gerçekleştirilmelidir. Uygulama öncesinde çözelti tekrar oda sıcaklığına getirilmelidir.
Sulandırma, infüzyon ortamıyla seyreltme, buzdolabında saklama ve uygulamanın sona ermesi arasındaki toplam süre 24 saati geçmemelidir.
SANDOSTATİN intravenöz infüzyon yoluyla verilecekse, 0.5 mg'lık bir ampulün içeriği normal olarak 60 ml serum fizyolojik içerisinde çözündürülmeli ve sonuçta elde edilen çözelti, bir infüzyon pompası aracılığıyla infüze edilmelidir. Bu işlem, reçete edilen tedavi süresi tamamlanıncaya kadar, gereken sıklıkta tekrarlanmalıdır.
SANDOSTATİN ampul kullanılmadan önce, çözelti renk değişikliği ve partikül varlığı açısından kontrol edilmelidir. Eğer anormal bir şey görürseniz, ampulü kullanmayınız.
SANDOSTATİN dozu tedavi edilen duruma bağlıdır.